GEÇTİ

Günler, geceler yaşanmadan geçerken, aklım kalbim Ege’de kaldı. Ege’de İzmir, İzmir’de Karşıyaka, Karşıyaka’da Asker Kaçakları zamanlar…

O zamanlar, o yumuşak gitar sesi ve o tok erkek sesi değil O’nun sesinde kaldı.
Bir tarafım biliyor geçtiğini zamanın, bir tarafım biz olmasak ayın 15’i bile güzel değil diyor. Biz yoksak, biz olamiıyorsak ne anlamı var ki kömür gözlerin, ela gözlerin? Ya o nar içi dudaklar öpülmeye değer midir?
Büyüyüp de on yedisine geldiğinde bir çocuk babası ona idamlar alacaksa biz olmanın bir anlamı var mı peki?

Şarkılar bizi anlatıyorsa eğer söylenecek tek şarkı ‘Ah Bu Şarkıların Gözü Kör Olsun’dur.

Öyleyse bitsin artık. Biz yoksak eğer başka biz’lere engel olunmamalı. Bu şarkılar varken başka biz’ler mümkün müdür? Mümkünse bile bir anlamı var mıdır?

Ne için yaşıyoruz bu kadar insan? Kapılıp gittiğimiz Bahtımızın rüzgarını geçmiş zaman olur ki tadında yad etmek için mi?

O mutlu anlar… Sevgili’nin şarkı söylediği o güzel dakikalar…

Sevgili gidecekse eğer ve bu bir tür ilüzyon veya hipnozsa ve eğer ki sonunda uyanıyorsa yeniden insan bu çirkin dünyaya, üstelik bir de yaşadıklarının cümlelerinde çoğalıyorsa bağlaçları, ne şarkıların, ne sevgili’nin, ne biz’in, ne benim, ne dünyanın anlamı ‘yok’.