Hayır

Gözlerimi açtığımda sabah olmuştu! Midemde bir ekşime ve beynimi kemiren bir pişmanlık vardı!.. Aylardır hiç kimseye dokunmamışlığın geçişi zorluyordu midemi ve arkama dönüp bakmaya korkuyordum!.. eğer sarhoş kafayla yanlış görmediysem arkada “sarışın” vardı!.. yana doğru yavaşça doğruldum!.. her yerim yapış yapış!.. aylar olmuştu beklide, suyun altına girmemiştim!.. duşa girmek istedi canım!.. ayağa kalkıp donumu buldum!.. donumu üstüme(yada altıma) geçirip banyonun yolunu tuttum ve bunları yaparken yanımda yatan ucubeye bakmamak için elimden geleni yaptım!.. orta yaşlı bir ucube olduğu aklıma kazınmıştı!.. 31 çekmeye kalktım ama ağrım vardı!.. midemin bulantısı daha da arttı!.. banyodan çıkıp mutfağa yöneldim!.. yatak odasının kapısından geçerken hiçte merak etmedim!.. bir salaklık yapmıştım ve bir akıllı hamleyle karnım tok ayrılacaktım(atılacaktım) evden!.. katlığını yada kımıldadığını duydum!.. çikolatayı hızla ekmeğe sürüp birkaç ısırıkta birayla birlikte mideme indirdim!.. dolabı tekrar açtım ve soğumuş (donmuş) çorbayı gördüm!.. Annemin mercimeğini düşünerek hızla kepçeledim!.. Bu sefer kalkmıştı, kesin!.. sesleniyordu:”noyaaaan!..” çorbayı ağzımdan püskürtmemek için ağzımı açmadım!.. yutup cevapladım; “ne var?!”
–         Gittin sandım!..
–         Bende!..
–         Gece horladım mı?
–         Yooo!
–         Tavırların soğuk!..
–         Sanırım pişmanım
Evet sarışın orta yaşlı ve insanların güzel bulduklarından bir taneydi!..
–         Nasıl yani?
–         Söyledim ya: ”sanırım pişmanım!”
–         Bekaretini kaybetmiş gibi konuştun!.
–         O zaman bu kadar pişman olmamıştım!..
–         Hıh?
–         Duydun
Yatak odasına geri döndüm!.. elbiselerimi almam lazımdı!.. Arkamdan geldi!.. sırnaştı bir an!
–         Ağrım var!.
–         Nerende!.. doktora götüreyim!.
Elimle ve gözümle altımı işaret ettim!..
–         Haa!..
–         Haa! Ya
Üstümü giyindim!.. inatla kovmuyordu ve hala açtım!.. birkaç yumurta kırıp getirdi önüme!.. aç köpek yavruları gibi sarıldım!(bok bile yerler) ağzım dolu kekeleyerek konuştum!..
–         Bak çok sarhoştum!.. anladın mı?
–         Hayır!
–         Anlamak istemedin yani!..
–         Hayır, anlamadım
–         İyi
Yemeye devam ettim!.. bazen bende düşünürüm “bu kadar yemek nereye gidiyor” diye ama cevap yoktur!.. Maltepe’mi yakıp yatağa uzandım!.. midemdeki bulantı yerli yerinde duruyordu!.. yanıma uzanıp beni süzmeye koyuşdu!..
–         Yakışıklı bile değilsin!..
–         Biliyorum
–         Çokta zayıfsın!.. yediklerin nereye gidiyor?!..
–         Oraya!..
–         Terbiyesizsin de!..
–         Sen daha terbiyesizsin!.. eminim çarşaf giyseydin soyunmaya vaktin olmazdı!..
–         Ne?
–         Duydun!..
Yanımdan kalktı!.. kovulmaya hazırlandım!.. kovması!.. bir sandalye kapıp yatağın köşesine oturdu!.. sandalyeyi ters koydu!.. altında don olamamasının beni tahrik edeceğini düşündüğüne eminim!.. ama bende tahrik olacak güç yoktu!.. ağrı vardı!..
–         Benim kadar gevezesin
–         Evet
–         Ama benim kadar zeki olamazsın
–         Ne?
–         Duydun!..
Artık hakaret ediyordum!.. beni kovmasının rahatlatacağını biliyordum!.. doğru yoldaydım!..
–         Neden akşamki gibi nazik değilsin?
–         Çok sarhoştum!..
–         Evet?
–         Bu sefer hem duydun hem anladın!..
–         İçince öylemi oluyorsun?
–         Gecen çok iyi geçti herhalde?
–         Evet!
–         Çok sarhoştum!..
–         Biliyorum!..
–         Aferin
Babam ““aferin” diye eşeğe derler!” derdi!.. haklıymış!..
–         Ne zaman içmeye başlarsın?
–         Beni bile iyi olduğuma ikna edeceksin!
–         Değildin!..
–         Eeeee?
–         Ama ben de çok sarhoştum!..
Zeka esintisi öyle bir vurup geçti!.. bu kadınların erkekleri nasıl kandırdıklarını; hatta kandırmak bir yana yatağa nasıl attıklarını bir türlü anlayamıyorum!..(sarhoş ediyorlar!)
–         Bak sende sarhoşmuşsun!.. İkimizin de suçu yok!..
–         Ben iyi değildim yani?!!.
–         Sarhoştum!..
–         Bunu kaç kere söylersin!..
–         Çok
Kovulmak isteyip kalmak, kalmak isteyip kovulmak!.. kalmak için hiç yalvarmadım ama yalvarmak istedim!.. daha 21 yaşındaydım ve neyden sıkılacağıma emindim!..
Yataktan kalkıp salona geçtim!.. yılgın ve tepkisiz oturmaya devam etti!.. televizyonu açtım ve cnbc-e izlemeye başladım!.. kanepeye uzandım!.. alinde şarapla geldi!.. iki şişe şarabın ondan güzel olduğu kesindi!.. birini bana uzattı!.. her ne kadar hala kendimi alkolik hissetmiyorsam da hayır diyemem!.. keza o doygunluğun üstüne sodadan daha iyi giderdi!.. soda ishal gibi güzel bir şeye de sebep olmuyordu!.. olsa da ben sodayı o kadar sevmem!..
Şarabı bitirdim!.. ikinciyi de bitirdim!.. 3 ncüde yavaşladım!.. beni sarhoş etmeye çalışıyordu!.. ben de sarhoş olamaya!..
O geceyi kanepede geçirdim!.. ertesi sabah pılımı pırtımı toplasım!.. son kahvaltımı yaparak kaçacaktım!.. mutfağa çıplak geldi!.. elbette güzeldi ama sarı!.. hayır demeyi bildiğimi kendime kanıtlayıp kapıdan çıktım!.. gözümü açtığımda avcılardaydım, bir dahaki açışımda Esenyurt’ta ve dayımın suratında o iğrenç ifade vardı!.. odama çekilip biramı içtim ve uyudum!.. hayır diyebiliyordum!.. ondan sonraki 7 ay hep “evet” dedim ama pek az “evet” aldım!..(7 ayın sonunda bi sevgili edinmek daha mantıklı geldi) yorgunluktan olsa gerek içkiye bile ara verdim!..
Hala anlamış değilim!.. nasıl olurda “hayır” deyişimin benden daha çekici olabilirliğinin olduğunu!..