ÇELİŞKİ
Çelişki dediğim şey benim, içimde çözümlemesini yapmaya çalıştığım ufak tefek konular aslında. Ufak tefek deyip geçmemek lazım. Birçok ufak tefek şeyi ardı ardına düşününce insanın kafasında patlayan volkan etkisi yapmakta bu küçük şeyler. Ayrıca küçük şeylerden dem vuran Üstün Dökmen gibi ünlü bir psikologumuz değil midir?
Benim ufak tefek şeylere örnek vermem gerek galiba. Mesela; annem benim için yaptıklarını gerçekten fedakâr olduğu için mi yapıyor yoksa kendi egolarını tatmin etmek için mi? Düşünüyorum da bu örnekten tüme varım mı yapsam tümden gelim mi? İşte daha örneğimi açıklayamadan karşıma bir çelişki çıkıverdi. Bu kararsızlıktır aslında. Demek ki çelişki kararsızlığı doğuruyor. Öyleyse benim sorunum hangi yoldan gideceğimi, hangisine inanacağımı, hangisini tercih edeceğimi bilememek. Peki, birini seçtim diyelim ki; o zaman dar kafalı bir insan gibi görünmez miyim? Zaman zaman bu tercihlerimi değiştirsem bana dönek ya da kişiliğini tamamlayamamış demezler mi? Farkındayım, kişiliğimi tamamlayamadım. Ama en azından dosta düşmana karşı tamamlamış gibi görünmek gerekir. Yoksa toplum dediğimiz olgu beni dışlar. O zaman ebeveynlerim benden utanır. Bir de şu var, ben kişiliğimi tamamlamış gibi görünebiliyorsam, başkaları neden yapamasın? Ortalama bir insan olduğumu kabul edersek bu noktada, demek ki toplumun çok büyük bir kısmı aslında kişiliğini tamamlamış gibi görünmekte. O zaman neden dürüst olup kişiliğini tamamlamış kişileri kurduğumuz toplumdan dışlamıyoruz? Bu noktada tıkanıyorum işte. Bu dediklerim ancak hayaldir. Zira böyle gelmiş böyle gidecek zihniyeti böyle gelmiştir böyle gidecektir. Kesinlikle hayaldir. Zira bu yazdıklarım daha çok bir delinin veya şizofren olma olasılığı yüksek bir insanın yazdığı yazı gibi duruyor. Olmayacağım ne malum tabi.
Beni üzen bu düşündüklerim değil. Bunları düşünüp normal insanlarmış gibi hayatımı sürdürmem. Belki de bütün insanlar aynı şekilde düşünüyor ama benim gibi olur olmaz yerde açıklamadıkları için normalmiş gibi duruyor. Ya da gerçekten düşünmüyorlar, düşünmedikleri için rahat yaşıyorlar. Yani en azından sorunların kaynağına inme gibi bir zahmete girmiyorlar. İşte bir çelişki daha; herkes gibi bir insan mıyım, yoksa deliriyor muyum?
Bu yazıyı tamamlamalıyım. Bir sonuç gerek galiba buraya. Ama anlatacak çok şeyim varken bu çelişkili düşünceler bir düğüm oluşturuyor ve kelimelerin çıkmasına izin vermiyor. O zaman şöyle bitirelim: inandığın kadar varsın. Nerdeyse hiçbir şeye inanmayan biri olarak, son sözüm beni yok sayın.
alın size en kişisel denemem… tamamen noyan ı oyalamak için yazılmıştır hehe:))
bunun da yazıları küçük oldu, yapıcak bişii yok, noyancım buyur, sana devrediyorum bu görevi:D
alın size en kişisel denemem… tamamen noyan ı oyalamak için yazılmıştır hehe:))
bunun da yazıları küçük oldu, yapıcak bişii yok, noyancım buyur, sana devrediyorum bu görevi:D
Güzel paradokslar bulmuşsun!.. İkincisi üçüncüsü falan olur heral bununda!.. (: zaten filmlerin 2 ncisi 3 ncüsü nein çeker gibi pasa yazılara ek yapıyoz (:
Güzel paradokslar bulmuşsun!.. İkincisi üçüncüsü falan olur heral bununda!.. (: zaten filmlerin 2 ncisi 3 ncüsü nein çeker gibi pasa yazılara ek yapıyoz (:
:)) yok bunun başka bişeyi… ööle yazmışım, tesadüfen flash diskte buldum.. ne zaman yazdığımı hatırlamıyorum ama ruh halim çok da derinlere gömülmemiş..
:)) yok bunun başka bişeyi… ööle yazmışım, tesadüfen flash diskte buldum.. ne zaman yazdığımı hatırlamıyorum ama ruh halim çok da derinlere gömülmemiş..
“Beni üzen bu düşündüklerim değil. Bunları düşünüp normal insanlarmış gibi hayatımı sürdürmem.” Bu tam anlamıyla benim hislerim.Tüm o ruhsal bunalımların ardından dışarı çıkınca gülümsemek zorunda olmak.Kendini ne kadar yoksaymaya çalışsan da bi türlü olmuyor bu.Oradasın ve hep varoluyorsun.
“Beni üzen bu düşündüklerim değil. Bunları düşünüp normal insanlarmış gibi hayatımı sürdürmem.” Bu tam anlamıyla benim hislerim.Tüm o ruhsal bunalımların ardından dışarı çıkınca gülümsemek zorunda olmak.Kendini ne kadar yoksaymaya çalışsan da bi türlü olmuyor bu.Oradasın ve hep varoluyorsun.