Işıklara Sitem
Sahte yıldızlar sönün
Ve gölgeyi uzatan lambalar!..
Sönün göremiyorum gökyüzünü
Ne karanlığını
Ne de milyarlarca yıllık yıldızları!..
Sönün hissedemiyorum alkolün ağırlığını
Ne sevgilinin tenini
Ne de uykunun sersemliğini!..
Bir sis bulutu çöküyor şehirde geceleri
Sokakları aydınlatıyor insanların korkuları!.
Ve ışıklarla zehirliyorlar geceleri!..
Sönün ki görelim yıldızları!..
Bizim gecemizi dolunayda aydınlatır!..
Bizim gecemiz zehirsiz, duru belki tehlikeli ama sade gelir!..
Bizim gecemizde köpeklerin 4 bacağı olur!..
Kendi ürettiğimiz boktan tiksinip
Işılarla zehirliyoruz geceleri!..
Sönün la .mına kodumun ışıları!..
Gönül bu gün karanlıkta içmek ister!..
Bir sokak öteden
Her sabah aynı salakça şeyi yapmaktan bıkamamıştım!.. sokağın karşısından – o dar açıdan – geçenleri aptal aptal izlerdim!.. “o” geçtiğinde içeri girerdim!.. çekmek bile fayda etmiyordu. İzledim, yaklaşık 2 hafta kadar olmuştu fark ettiğim ve ben izledim sadece!.. ne bir istek ne bir eylem!.. öylece izliyordum ve geçince oturuyordum yerime!.. bir sabah – tahminimce iş yerinden arkadaşı – biriyle el ele geçti sokağın başından; her zamanki gibi eve oturdum; şarabımdan yudumlayıp 31 çektim!..
Florasan
Bir karabulut çöktü ve bir tuvaletin suyu geri tepti; kabus yalan oldu ve gerçekler kabustan ibaret!..
Ağzını siktimin florasanı gerilim filminde gibi yanıp sönyor!.. öyle ki uyutmuyor ve ayık tutmuyor ve de konuşturmuyor!.. Kurbağa buldum bir tane daha!.. ilki gibi kıymadım canına!.. kaçtı, yavaştı ama uğraşlıydı!.. kesinlikle yaşamayı hakkediyordu benim aksime!..
Birkaç kırık dal sesiyle derdim var!.. kulaklarımı tırmalayıp beni uykumdan uyandıran dallar!..
Cebim hep delikti ama bu sefer gerçekten çaresizim!.. para var alacak içki yok!..